Kayseri Basit Yargılama Avukatı, Kayseri Seri Yargılama Usulü Avukatı Kayseri Ceza Avukatı ve Kayseri Ağır Ceza Avukatı Ceyhun ÖCAL, Basit Yargılama Usulü ve Seri Yargılama Usulü ceza dosyaları hukukumuza yeni giren kavramlardır. Kayseri Ceza Avukatı, Kayseri Ağır Ceza Avukatı olarak bu yargılama usullerinin uygulandığı davalara da bakmaktayız.
Basit Yargılama Usulü,
CMK’nın 251 ve 252. maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulünün genel düzenini şu şekilde özetlemek mümkündür;
-Bu usulde iki aşamalı bir ilk derece yargılama sistemi mevcuttur.
-İlk olarak mahkeme dosya üzerinden bir yargılama yapmaktadır. Dosya üzerinden yapılacak inceleme sonucu verilen karara itiraz edilmez ise hüküm kesinleşecek ve kanun yoluna götürülemeyecektir.
-Bu karara itiraz edilir ise olağan usullere göre değil, özel usulüne göre yapılacak olan itiraz yargılamasında; kararı veren mahkeme bu sefer genel hükümlere göre duruşma açarak tekrardan bir yargılama yapacak ve hüküm kuracaktır.
-İlk derece yargılaması bu şekilde iki aşamalı olan bu usulde, itiraz üzerine duruşma açılarak verilen kararlar, olağan usuldeki gibi istinaf kanun yoluna götürülebilecektir.
KAYSERİ BASİT YARGILAMA USULÜ CEZA AVUKATI CEYHUN ÖCAL
Basit Yargılama Usulünde Görevli Mahkeme
Basit yargılama usulünde görevli mahkeme kural olarak asliye ceza mahkemesidir. Çünkü, bu usul kapsamındaki suçların tamamı asliye ceza mahkemesinin görevine girmektedir.
Ancak, bazı özel durumlarda basit yargılama usulü kapsamında olan suç ile ilgili yargılama görevi ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirebilir. Örneğin, görevi kötüye kullanma suçu avukat tarafından işlendiğinde, statüsü gereği avukatın ağır ceza mahkemesinde yargılanması gerekir. Bu gibi hallerde, kanun açıkça asliye ceza mahkemesini görevli kıldığından ağır ceza mahkemesi basit yargılama usulünü uygulayamayacaktır.
1) Basit Yargılama Usulünün Uygulanması Kararı
Öncelikle belirtmek gerekir ki basit yargılama usulü yalnızca asliye ceza mahkemelerince adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda uygulanabilecek bir usuldür. Suç bu kapsamda kalıyorsa mahkeme, bu doğrultuda bir karar vererek yargılamayı basit yargılama usulüne göre yapabilecektir. Basit yargılama usulü zorunluluk olmayıp , mahkemenin takdirine bırakılmıştır. Mahkemenin dosya içeriği ve özellikle mevcut delil durumuna göre durumu değerlendirmesi gerekecektir.
Bu usulün yalnızca asliye ceza mahkemelerince uygulanabilmesinin doğurduğu sonuç şudur; özel kanunlar gereğince ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçlarda ve 5235 s. Kanun md. 12 gereği doğrudan ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçlarda suçun üst sınırı ne olursa olsun basit yargılama usulü uygulanamayacaktır.
Bağlantılı davaların içeriğinin birbirini etkilemesi olası olduğundan, olağan usulde gerçekleşen bir yargılama ile basit usulde yargılamaya tabi bir davanın birleştirilme ihtimali araştırılmalı ve daha sonra basit yargılama usulüne dair karar verilmelidir. Aksi takdirde bağlantılı davada sonradan ortaya çıkan bir gelişmenin, basit yargılama usulüne göre hızla sonuçlanarak kesinleşmiş bir kararı etkilemesi mümkündür.
Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiğinde; mahkeme iddianameyi sanık, mağdur ve şikayetçiye tebliğ ederek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmelerini isteyecektir. Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilecektir.
Mahkemenin basit yargılama usulüne dair kararını verdikten sonra ayrıca, toplanması gereken belgeleri ilgili kurum ve kuruluşlardan talep ederek eksik delilleri toplayacağı düzenlenmiştir.
Esasında duruşma hazırlığı evresinin bir benzeri gibi görünen bu düzenleme duruşma hazırlığı evresinden oldukça farklıdır. Duruşma hazırlığı evresinde CMK md. 177’de belirtildiği üzere savunmanın toplanmasını istediği delilleri bildirmesi ve mahkemenin gerekli işlemleri yapması düzenlenmiştir. Fakat basit yargılama usulü incelendiğinde , mahkemenin delil toplama işlemini sanık ve mağdurun beyanlarını beklemeden yapılacaktır. Ancak bu durum hak arama hürriyetini engelleyen bir durum olarak görülmemelidir. Çünkü aşağıda açıklandığı üzere mahkeme hüküm verinceye kadar basit yargılama usulünü terk ederek, duruşma açabilir ve yargılamayı olağan usule göre devam ettirebilir. Kaldı ki bu yol tercih edilmese bile itiraz üzerine yapılacak yargılama zaten olağan usule göre duruşmalı yapılacaktır.
2)Basit Yargılama Usulünün Yapısı
Düzenlemeye göre basit yargılama usulü, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik halleri ile soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar hakkında uygulanmayacaktır.
Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması halinde de uygulanmayacaktır. Benzer bir düzenleme uzlaştırma hükümleri içinde de bulunmaktadır. Örneğin kavgada hakaret ettikten sonra karşıdakinin bir de kemiği kırılır ise hakaret suçu da nitelikli yaralama suçu ile birlikte işlendiğinden basit yargılama usulünün kapsamı dışında kalacaktır.
Yalnızca asliye ceza mahkemelerince adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda uygulanabilecek bir usul olan basit yargılama usulünde yargılama dosya üzerinden yapılacak, duruşma açılmayacaktır. Fakat basit yargılama usulüne karar verme konusundaki takdir yetkisi mahkemede olduğu gibi bu usulü devam ettirip ettirmeme konusundaki karar da mahkemenin takdirine bırakılmıştır. Mahkeme, gerekli gördüğü takdirde hüküm verilinceye kadar her aşamada duruşma açarak genel hükümler uyarınca yargılamayı devam ettirebilir.
Mahkeme iddianameden sonra basit yargılama usulünün gerekli olup olmadığına dair bir karar vermekte ve basit yargılama kararı ile taraflara tebligat çıkartarak delillerin toplanması için de ilgili yerlerden gerekli bilgi ve belgeleri istemektedir.
Mahkemenin basit yargılama usulünden vazgeçerek duruşma açmaya karar vermesi, gelen cevabi yazılar ve tarafların beyanlarından sonra olabilir. Esasen tarafların toplanmasını istedikleri delilleri varsa ve özellikle tanık dinletmek istiyorlarsa hak arama hürriyeti ve savunma hakkı gereğince mahkeme yargılamayı duruşma açarak devam ettirmelidir. Aksi bir durumda zaten itiraz üzerine duruşma açılacak ve ileri sürülen deliller toplanacak yahut tanıklar dinlenilecektir. Fakat bu işin itiraz sonrasına bırakılması yargılamanın uzamasına ve basit yargılama usulünün amacına ulaşamamasına sebep olabilir.
Beyan ve savunma için verilen ve tebliğden itibaren işleyecek olan on beş günlük süre dolduktan sonra mahkeme dosya üzerinden inceleme yapıcak ve iddia makamının görüşü alınmaksızın bir karara varacaktır.
Mahkeme basit yargılama usulünde de olağan usulde olduğu gibi bir hüküm kuracak, şartları oluşmuş ise cezayı seçenek yaptırımlara çevirebilecek veya sanığın yazılı olarak karşı çıkmaması durumunda HAGB kararı verebilecektir. Lakin basit yargılama usulünün özel içeriği gereğince mahkumiyet kararı verilmesi halinde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilecektir. Kanun koyucu bu hususu hakimin takdirine bırakmamış olup zorunludur.
Buarda dikkat edilmesi gereken önceliklkle gereken arttım ve indirilemler yapılacak sonrasıdna sonuç ceza verilecek örneğin iyi hal indirimi yapıp sonrasında basit yargılama usulü gereği son ceza 1/4 oranında indirim yapılacaktır.
Belirtmek gerekir ki bu usulde sanık duruşmaya çıkmayacağından, iyi hal indirimine gerekçe olabilecek ‘’failin fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları‘’ meselesi kısmen rafa kalkmaktadır.
Düzenlemede sanığın HAGB’ye yazılı olarak karşı çıkmaması kaydıyla HAGB kararı verilebilir denilmiştir. Sanığın karşı çıkabilmesi için önceden HAGB konusunda bilgilendirilmesi gerekir ki soruşturma aşamasında bu yönde bir bilgilendirme yapılmamışsa sanığa çıkartılacak tebligat içeriğinde HAGB hususunun da yazılı olması gerekmektedir. Bu bakımdan kanunu bilmeyen bir sanığın 15 gün içinde vereceği savunmasında yazılı olarak HAGB’ye karşı çıkabilmesi pek de mümkün değildir.
Mahkemenin basit yargılama usulüne göre vereceği hükümde itiraz usulü ve itirazın sonuçları da belirtilecektir.
3) Basit Yargılama Usulüne İtiraz
Basit yargılama usulü sonucu verilen hükümlere karşı itiraz edilebilirken , süresi içinde itiraz edilmeyen hükümler kesinleşecektir.
Basit yargılama usulünce verilen kararlara itirazı düzenleyen CMK md. 252’nin ilk fıkrasında ‘’ 251 inci madde uyarınca verilen hükümlere karşı itiraz edilebilir … ‘’ denilmekte ve daha sonraki fıkralarında da özel itiraz usulü açıklanmaktadır. HAGB kararı bir hüküm değildir. HAGB’nin şartlarına uyulduğu takdirde verilecek düşme yahut uyulmadığı takdirde açıklanacak olan mahkumiyet kararları birer hükümdürler. Öyleyse CMK md. 231/12 gereği HAGB kararlarına yapılacak itirazların olağan usule göre yapılması ve incelenmesi gerekir.
Düzenlemede ayrıca geçmese de karara savcılık da itiraz edebilir. İtiraz usulünün CMK’nın 267 ila 271. maddelerinde belirtilen olağan itiraz usulünden farklı olduğu anlaşılmaktadır. Olağan usul ile basit yargılama usulüne itiraz arasındaki en önemli fark itirazın hüküm niteliğindeki bir karara karşı yapılması, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ve itiraz üzerine verilen hükmün kanun yoluna götürülebilmesidir. Öyleyse olağan itiraz usulü, basit yargılama usulüne itirazı düzenleyen 252. maddede öngörülmeyen hususlarda ancak kıyas yoluyla uygulama alanı bulabilir. Buna göre normal itiraz usulünden kıyas ile; kararın tefhimi mümkün olmadığından, kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde tarafların itiraz yoluna başvurabileceklerdir.
İtiraz mercii kararı veren mahkemedir. İtiraz üzerine kararı veren asliye ceza mahkemesinin duruşma açarak genel hükümlere göre yargılamaya devam etmesi zorunlu tutulmuş, mahkemeye takdir hakkı tanınmamıştır. İtiraz üzerine mahkeme, taraflara duruşma gününü ve yokluklarında dahi duruşmanın yapılacağı ve hüküm verileceğini belirten davetiye çıkartacaktır. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır.
İtirazın, süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde dosyanın 268 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderileceği düzenlenmiştir. Düzenlemeden anlaşıldığı üzere basit yargılama usulünde CMK md. 268 hükmü olduğu gibi uygulanmayacak, itirazı incelemeye yetkili mahkeme itirazın esasını değil yalnızca süre ve kanun yoluna başvuranın bu hakkının bulunup bulunmadığı hususlarını inceleyecektir. Mercii bu sebepler yönünden incelemesini yaptıktan sonra kararını gereği için ilgili asliye ceza mahkemesine gönderecektir.
Basit yargılama usulünde verilen karara itiraz edildiğinde önceki hükmün bir önemi kalmamakta, mahkeme itiraz öncesi kararı ile bağlı olmamaktadır. Lakin bu durumun istisnası şudur; itirazın sanık dışındaki kişiler tarafından yapıldığı hallerde 251. maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan indirim korunacaktır. Teklifte yer alan madde gerekçesinde ise sanık dışındakilerin itirazı haricinde, itirazdan sonra sanık hakkında verilen mahkumiyet kararında bu indirimin uygulanmayacağı yazılıdır. Bu durum aleyhe bozma yasağının tam tersini öngörmektedir.
Bu norm ‘’yalnız sanık dışındakilerin itiraz ettikleri hallerde indirimin korunacağı‘’ biçiminde yorumlanmalıdır. Çünkü sanık itirazını yaparken esasen mağdurun itiraz edip etmediğini değerlendirmemeli, kendisine verilen cezayı doğru bulmadığı, beraat edeceği veya daha az ceza alacağı inancı içinde olduğu için karara itiraz etmelidir. Anlaşılan odur ki bu düzenleme sanıkların daha az ceza alacakları inancı taşımasalar bile otomatik olarak yargılamayı uzatmak amacıyla mahkumiyete itiraz etmelerinin önüne geçilmesi için yapılmıştır.
Dosya üzerinden verilen karara sanık dışındakilerin itiraz ettiği bir durumda, itiraz sonrası duruşmalı yargılamada da dörtte birlik ceza indirimi korunacaktır. Fakat mahkeme hiç basit yargılama usulüne girmeden doğrudan duruşma açarak karar verdiği zaman basit yargılama usulündeki dörtte birlik indirim uygulanmayacaktır. Bu durumda da aynı suça konu iki farklı davadan, dörtte birlik indirim sebebiyle eşitlik ilkesine aykırı cezalar çıkabilecektir.
İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine olması halinde, bu hususların itiraz etmemiş olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da itiraz etmiş gibi verilen kararlardan yararlanırlar.
İtiraz üzerine verilen kararlara karşı genel hükümlere göre istinaf kanun yoluna başvurulabilecektir.
Basit Muhakeme Usulünün Uygulanmayacağı Haller Nelerdir?
Aşağıdaki hallerde basit muhakeme usulü uygulanamaz:
Basit yargılama usulü,
- yaş küçüklüğü,
- akıl hastalığı,
- sağır ve dilsizlik hâlleri
- soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar
KAYSERİ SERİ YARGILAMA USULÜ CEZA AVUKATI CEYHUN ÖCAL
Seri Muhakeme Usulü (CMK 250)
Seri Muhakeme Usulü Nedir? (CMK 250)
Seri Muhakeme Usulu ,Ceza hukuk kapsamında 2020 yılından itibaren ceza usulünde soruşturma kapsamında Cumhuriyet savcısı tarafından uygulanacak olan yeterli şüphe görüldüğü durumda şüphelinin müdafii huzurunda bu yargılama usulünü kabul etmesi şartıyla suça verilecek cezanın yarı oranında indirim yapılarak belirlenmesi ve mahkeme tarafından hüküm kurulması şeklinde tamamlanan bir yargılama usulüdür.
Seri yargılama usulü, kamu davası açılması için yeterli şüphe olmasına rağmen kamu davası açmak yerine başvurulan özel bir yargılama usulüdür. Seri muhakeme usulüne tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan suçlarda bu usul uygulanmaksızın düzenlenen iddianame Cumhuriyet başsavcılığına iade edilir.
Seri muhakeme usulü, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 250. maddesinde düzenlenmiştir. Özellikle belirtelim ki, seri muhakeme usulü kurumu yaptırımın dahi savcılık tarafından belirlendiği, mahkemenin sadece denetleme işlevi gördüğü bir soruşturma kurumudur. Ceza hukukunda bu kurum ceza kararnamesi olarak da nitelendirilmektedir.
Kayseri’nin Ağır Ceza Avukatı Ceyhun ÖCAL Kayseri Ağır Ceza Avukatı Ceyhun ÖCAL, Kayseri Basit Yargılama Usulü Ceza Avukatı Ceyhun ÖCAL, Kayseri Kayseri’de Ağır Ceza Avukatlığı, olarak ceza davaları ve ağır ceza davalarında Kayseri İli, Niğde, Aksaray, Ankara İlçeleri ve civar İller için yardımcı olmaktayız. Basit Yargılama Usulü ve Seri Yargılama gibi davalar spesifik davalar olup suç teşkil eden ikinci bir eylemde bulunulmamalıdır. Mutlaka bir özel avukat yardımına başvurulmalıdır. Arayınız, yardımcı olalım. Kayseri Basit Yargılama Usulü Ceza Avukatı Ceyhun ÖCAL. Kayseri Seri Yargılama Usulü Ceza Avukatı Ceyhun ÖCAL